Uçum: Orta Doğu adından vazgeçmek gerekiyor

Emperyalizmin İslam Düşmanlığı ve Ortadoğu İsimlendirmesi

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, ortaya çıkan emperyalist İslam düşmanlığı meselesine dikkat çekti. Uçum, X hesabından paylaştığı yazısında, “Emperyalizmin İslam düşmanlığı üretmek için ‘Ortadoğu’ ismine biçtiği rol!” başlığı altında önemli tespitlerde bulundu.

Uçum, yıllardır devam eden bir kültür emperyalizminin, Orta Doğu’yu vahşet ile ilişkilendirmeye çalıştığını belirtti. İsrail’in Gazze’deki soykırım ve katliamlarının bile ‘bölgenin terör ortamı’ bahanesiyle örtbas edilmeye çalışıldığını dile getirdi.

Kara Propaganda

Mehmet Uçum’un yazısında ele aldığı konulardan biri de emperyalizmin Ortadoğu’ya karşı yürüttüğü kara propaganda oldu. Bu propaganda, bölgeyi tüm dünyaya terör merkezi olarak lanse etmeyi ve terörü İslam’a bağlamayı amaçlayan bir algı operasyonu olarak değerlendirildi.

Terörün aslında emperyalist odakların kullandığı bir araç olduğunu ve bu bağlamda terör örgütlerine fikir ve kaynak sağlamak adına her türlü inancın sömürüldüğü vurgulandı. Bu kötü niyetli yaklaşımın, İslam’a karşı kin ve düşmanlık oluşturmak için bilinçli olarak kullanıldığı belirtildi.

Dayatılan İsimlendirme

Ortadoğu isminin, aslında Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları olan İslam dünyasının merkezinde kullanılmasının yanıltıcı olduğuna işaret edildi. İslam’ın yayılması ve kutsal yerlerinin burada olmasının, bölgeyi İslam’ın merkezi olarak göstermek için yeterli olmadığı belirtildi.

İslam’ı sadece Ortadoğu ile sınırlamak ve buradan terörle ilişkilendirmek, İslam dinine haksızlık yapmak ve aynı zamanda emperyalist bir propagandayı beslemek anlamına geldiği vurgulandı.

Vazgeçmek Gerekir

Mehmet Uçum, yazısında Ortadoğu ismi yerine daha objektif ve İslam’ı kısıtlamayan bir isim kullanılması gerektiğini vurguladı. İslam’ın coğrafi yayılımını dikkate alarak, bölgenin daha geniş bir çerçevede ele alınması gerektiğini belirtti.

Önerilen yeni isim seçenekleri arasında “Batı Asya, Güneybatı Asya, Merkez Afro-Avrasya” gibi isimlerin değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi. Bu yeni isimlerin, bölgenin tarihsel ve kültürel gerçekliğine uygun olması ve Türkiye’nin merkez ülke konumuna uygun olması gerektiği vurgulandı.

İsimlendirme konusunun, hegemonya ile yakından ilişkili olduğu ve yeni bir ismin benimsenmesinin dünya üzerindeki etki gücüyle doğru orantılı olduğu belirtildi. Bu sürecin, emperyalizmin tasfiyesi ve ortak hukuk üretimiyle birlikte gerçekleşmesinin en hayırlı sonuç olacağı vurgulandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir